Arzu

admin

25 Mart 2018

Genel

No Comment

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Son günlerde yaşadığım ilişkiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hikayem tamamen gerçek olduğu için ve en başından itibaren olanları anlatmak istediğim için uzun olabilir… Tüm yaşadığım ayrıntıları yazmak istedim. Adım Hakan. 25 yaşındayım. Osmanbeyde bir firmada çalıyorum. Bazen öğlenleri yemekten sonra arkadaşlarla dışarıya çıkıp biraz dolaşıyor, biryerlerde birşeyler içiyorduk. Cadde üzerinde büyük bir maaza var. Çoğunlukla oraya takılıyorduk. Bu maazada üst katta bir café vardı. Ayrıca aradığınız her şey bulunuyordu. Giriş katında bir güzellik ve kozmetik reyonu bulunuyordu. Kapıdan içeri girince sola dönünce bu bölümün içinden geçmeniz gerekiyor. Ben üst katlara çıkmak için hep sağa yöneliyordum. Çünkü o bölümde çalışan kızlar o kadar güzeldiler ki onların yanından geçmeye kalkınca içimde fırtınalar kopuyordu. Kendi doğal güzelliklerinin yanında bir de güzellik reyonunda çalıştıkları için son derece de bakımlı oluyorlardı. Bir de reyondaki parfüm kokuları eklenince kalbim hızla çarpmaya başlıyordu. Ama sağdan geçerken de aradaki rafların arasından onlara bakmadan da edemiyordum. Aslında benim öğlenleri dışarı çıkıp dolaşmaktaki neredeyse tek amacım o kızları kısa bir an da olsa seyretmekti. Üzerlerinde genellikle aynı renk elbiseler oluyordu. Boyları genellikle mankenler kadar uzun boylu değildi. Ama vücut hatları mükemmeldi. Yüzleri bebek gibiydi. İçlerinden biri özellikle dikkatimi çekiyordu. Bence içlerinde en güzeli oydu. İçlerinde en güzel bulduğum kız, kızıl saçlıydı. Gözleri iri ve yeşildi. Çok etkileyici görünüyordu. Yaşı tahminen 22-23 vardı herhalde. İçlerinde ayrıca göğüsleri en güzel olanı da bu kızdı. Teni bembe beyaz ve son derece pürüssüzdü. Göğüsleri neredeyse mükemmel derecede yuvarkak ve dikti. Ayrıca oldukça da büyüktü. Beli incecikti. Sanırım göğüslerini daha da muhteşem gösteren, belinin ince olmasıydı. Sırtı oldukça dik olduğu için göğüsleri daha da ileri fırlıyordu. Yüzü çok güzeldi. Seyredenler hatırlıyabilirler belki Fifty Element diye bir film oynamıştı. Başrolde oynayan kızı hatırlıyabiliyor musunuz? Ona çok benziyordu. Ama bence ondan bile daha güzeldi..Fücut hatları daha dolgun ve yuvarlaktı. Hele kalçaları. Mükemmel yuvarlaklıkta ve çıkık duruyorlardı. Giydiği topuklu ayakkabıların etkisiyle daha da tatlı görünüyorlardı.

Eskiden haftada bir öğlenleri dışarı çıkarken, sonraları hafta iki, hatta üç gün dışarı çıkmaya başladım. Tabi her öğlen biraz dolaşıp doğru o mağazaya. Diğer arkadaşlarım da benimle aynı şeyleri mi düşünüyorlardı bilemiyorum ama artık benim için o mağaza, o kızları görmek öğlen tatillerinin vazgeçilmezi olmuştu. İçimizden bazı arkadaşlar mağazaya girer girmez doğru kozmetik reyonuna dalıyor, orada parfümlere falan bakıyormuş gibi yapıp kızlarla konuşmaya çalışıyorlardı. Kızlar önce nazikçe alış verişe yardımcı olmaya çalışıyor ama çocukların niyetini anlayınca, nazikçe tersliyorlardı. Bence çok güzel oldukları için çacuklara pas vermek istemiyorlardı. Benim ilgimi çeken kızıl saçlı kız, o kadar güzeldi ki arkadaşlarımın hiçbiri onun yanına gidip konuşmaya dahi cesaret edemiyorlardı.Üç, dört arkadaştan oluşan bu grupla sık sık bu mağazayı ziyaret ediyor, hayran olduğum kızı, saniyeler kadar kısa bir süre süzüp üst katlara çıkıyorduk. Ama benim aklım üst katlarda değil, bu kızdaydı. Üst katları biraz gezip, hadi çıkalım diyerek tekrar bir kaç saniye bile olsa bu kızı gizlice görmek istiyordum. Son zamanlarda bir iki kez mağazanın kozmetik reyonunu gezmek için kendimi cesaretlendirdim. Ama arkadaş grubumda en yakışıklıları ben değildim. Bu yüzden kızların, arkadaşlarıma davrandikları gibi davranacaklarını tahmin ettiğimden onlarla konuşmaya cesaret edemiyordum. Sadece parfümlere bakıyor, ve bir kaç saniye de olsa o kıza biraz daha yakın olup tatlı hülyalara dalıyordum. Neredeyse her öğlen oraya gitmek istiyor ama kendimi firenlemeye çalışıyordum. Daha önce bir iki kızla çıkmıştım ama bu kız beni deliye çevirmişti. Artık öğlen yaklaştıkça işi gücü bırakıyor o kızı düşlemeye başlıyordum. Yüzünü ve vücudunu o kadar iyi aklıma yerleştirmiştim ki, hayalimde sanki onu görüyor, hayalimde onu soyuyordum. Ama hayalimde bile iç çamasırlarının içini düşününce heyecandan deliye dönüyor, sonra hemen bunları aklımdan çıkarmaya çalışıp, işe koyulmaya çalışıyordum.

Artık gecem gündüzü kalmamıştı. Her an onu düşlüyordum. Bu durumu arkadaşlarıma da hissettirmemeye çalışıyordum. Çünkü benimle alay ederlerdi. “O kız seninle konuşmez bile” diyeceklerinden emindim. O kızı farkedeli belki 3 ay geçmiti. Bu süre zarfında ben belki 2-3 kilo vermişimdir. Yemeden içmeden kesildim. Hep onu düşünüyordum. Sanki bir kara sevdaya düşmüştüm. Kendi kendime bazen ona aşık mı olduğumu yoksa onunla sadece yatmak mı istediğimi sorguluyordum. Aşık olup olmadığımı bilmiyordum ama onunla yatmak fikri beni adeta kavuruyordu. Bu fikir inanılmaz bir düş olarak hayallerimi süslüyordu. Sadece onu pembe dudaklarından öpmek fikri bile beni tahrik ediyor, boynunu, kollarını , omzunu öptüğümü düşündüğümde deliye dönüyor, hele göğüslerini falan bir an için avuçlarımın içinde hayal etsem içimde yangın çıkıyordu. Açıkçası daha fazlasını düşünemiyor, bu yangının gerçekten bedenimi yakacağından korkuyor, bunu düşünmeyi bile kendime yasaklamaya çalışıyordum.

Öğlenleri daha az dışarı çıkar olmuştum. O mağazaya da daha az uğramaya çalışıyordum. Arkadaşlar “hadi gidip o mağazanın üst katıbdaki kafede birşeyler içelim” diyorlardı. Tuhaf bir istek ve isteksizlik karışımı duygularla onlara takılıyordum. Oraya girdiğimde yine sağdan giriyor, yine kısacık bir an için onu süzüyordum. Nasıl olduysa bir an beni fark etti sanki. Bir an göz göze geldik. İçim o an sıcasık oldu. Sonra aniden hızla içim ümitsizce dondu. Üşümeye başladım. Başka bir gün yine gözgöze geldik. Bu sefer sanki bir kaç milisaniye daha uzun baktı bana. Yine aynı şeyleri hissettim. Daha sonraki haftalarda hep gözgöze geliyorduk. Bir ara bana gülümsedi. Yüz aşinalığı oldu herhalde diye önce fazla sevinmedim bile. Ama kız bana gülümserken sanki hafif bir iç çekiş vardı bu gülüşte. Yok canım dedim, kendi kendime, öylesine güldü işte. Sonraları bazen, soldan direk kozmetik reyonunun içinden geçmeye başladım. Bir keresinde tam yanyana geçişirken bana bakıp “hoşgeldiniz” dedi. Ben de “kolay gesin” dedim. İnişte aşağıda yoktu. Herhalde bir yere gitmişti.

Önümüzdeki hafta ablamın doğum günü vardı. Ona ne hediye alsam diye düşünürken aklıma kozmetik reyonu olan o maaza geldi. Açıkçası oradan alışveriş yapmaya çekindiğimi hissettim. Çünkü arkadaşlarımın daha evvel kızlarla konuşmak için yaptığı sahte alışveriş numaralarını düşündüm. Ama ben gerçekten bir hediye almak istiyordum ve yakınımızda bir tane kozmetik dükkanı vardı. Ben numaradan alış veriş yapmıyacaktım. O gün güzelce traş olup, güzelce giyinip işe geldim. Öğlen olunca azıcık saçlarımı jöleleyip, biraz parfümümden sıktım. Allahtan o öğlen arkadaşlardan kimse yoktu. Hepsi işte güçteydi. Yanlız başıma maazaya girdim. Kozmetik bölümüne daldım. O kız orada yoktu. Ben raflardaki ürünlere bakmaya başladım. Diğer kızlardan biri hemen benimle ilgilendi. Oldukça güzel bir kızdı. Buradaki koku beni deli ediyordu. “Nasıl yardımcı olabilirim” dedi. Tam ben bir şey söyliyecektim, arkamdan bir ses: “Zeliş, sen yemeğe çık, ben ilgilenirim”, dedi. Arkamı döndüğümde onu gördüm. Arkamdaydı. Zeliş:”Tamam.” Dedi. Giderken: “Arzu, … neyse, sonra konuşuruz” dedi. Demekki adı Arzuydu. Gülümsiyerek “Hoş geldiniz, buyrun” dedi. Ben neredeyse heyecandan kekeliyerek bir hediye baktığımı söyledim. “Kimin için olucak” dedi. “Ablam için” dedim. “Parfüm düşünür müsünüz” dedi. Olabilir dedim. Bir kaç şise koklattı bana. Ben zaten sarhoş gibiydim. İyice başım döndü. Bana çok iyi davranıyor, ve gülümsüyordu.

Artık parfümlerin arasındaki farkı hissedemiyordum. Bir ara bir tanesini kendi koluna sıkıp kolunu koklamam için bana uzattı. O anda gömleğinin arasından biraz göğüslerinin yuvarlak kısmı gözüktü. Ben şuursuzca kolunu kokladım. Neredeyse kollarını tutup ona sarılacaktım. Neyse bir tane seçip çıktım. Adı aklımdan çıkmıyordu. Göğüsleri aklımdan çıkmıyordu. Vücudu aklımdan çıkmıyordu. Heryerim sıcacık olmuştu, hatta yanıyordum.İşyerine geldim. Bir türlü işe konsantre olamıyordum. En sonunda durup düşünmeye başladım. Bu böyle olmayacaktı. Ya Arzuyla çıkmayı başarmalıydım yada onu unutmalı. Yoksa hayatım kayacaktı. İşte veririm düşmüştü. Kilo vermiştim. Etrafımdakiler aklımın nerde olduğunu sorar olmuşlardı. Bir an kararımı verdim. Onu şimdi telefonla arıyacaktım. Ablamın doğum günü partisine davet edecektim. Ya “olmaz ” derse.Ne derse desin artık dedim. Gerçi bu kısacık alış veriş olayı dışında ve bir kaç kez “hoş geldiniz”, “iyi çalışmalar” muhabbeti (!) dışında hiç alakamız yoktu. Birdenbire , hele de bu kadar güzel bir kızı partiye çağırmak delilikti. Ama ben zaten bu kızla çıkamıyacağımı biliyordum. Ne olacaksa olsundu. Alış veriş fişinden maazanın telefonunu bulup aradım. Kalbim güm güm atıyordu. Kozmetik bölümünün telefonunu sorum. Aldığım numarayı tekrar aradım. Bir kızın Alo deyişini duydum. Sanki onun sesiydi. Hemen kapattım. Gidip bir kahve içtim. Sigara içmiyordum. Bir yerden bir sigara bulup yaktım. Sanki biraz cesaretimi toplamıştım. Tekrar aradım. Açan kişiye “Arzu Hanımla görüşebilir miyim” dedim. Telefonu açan kız: “Arzu” diye seslenip telefonu bir şeyin üzerine koydu. Kısa bir süre sonra “efendim” sesini duydum. “Şey” dedim. “ben az önce sizden bir parfüm almıştım. Ablamın doğum günü içindi. Paket yaparken kırmızı kurdele ile sarılsın istemiştim hani” dedim. -“Evet hatırladım sizi, değiştirmek mi istiyorsunuz”, dedi, -“Hayır ben sadece, . Ablamın doğum günü partisine sizi davet etsem ,. ” diyiverdim. Biraz sessizlik oldu. -“Ne zaman” demez mi?. Telefonu düşürücem sandım. “Bu cumartesi” dedim. “Üzgünüm ama ben cumartesileri çalışıyorum,” dedi. Ben de terslenmediğim için biraz rahatlamış ama üzgünce “peki ne yapalım, sağlık olsun diyebildim”. Tam telefonu kapatmak üzereydim ki “Sen de hafta içi çalışıyorsun ama, değil mi?” dedi. Şaşkınca evet diyebildim. Partiyi boş ver. Seni bilmem ama ben partileri pek sevmem.” dedi. Ben umutsuzca telefonu kapatmaya hazırlanırken, o sanki konuşmayı uzatmak istiyordu. “Ben de” dedim. Son kez cesaretimi toplayarak “Bir ara birlikte kahve içme fikrine ne dersiniz” deyiverdim. Olabilir dedi. Beni sonra tekrar arar mısın. Müşteri geldi”, diyerek telefonu kapattı. Ben şaşkındım. Sanki başarmış gibiydim. Akşam üzeri tekrar arıyarak “Akşam iş çıkışı” buluşup buluşamıyacağını sordum. Yarın akşam olsun dedi. Peki dedim.

Ertesi günü daha da iyi giyinip işe gittim. Akşam olmak bilmedi. Belirlediğimiz kafede buluştuk. Benim ağzım öyle fazla laf yapmaz ama sanki bülbül kesilmiştim. İşten güçten, hayattan bahsettik. Galiba onu etkilemeyi başarmıştım. Ama buna inanamıyordum. Güzellik kraliçesiyle birlikte olmayı bu kadar istemezdim. Aylardır hayalini kurduğum kızla çıkmayı başarıcaktım galiba. Bu arada hala içimden kendime aynı soruyu soruyordum bir taraftan da . Bu kıza aşık mıyım yoksa bu duygu yoksa sadece şehvet mi diye. Şıpsevdi biriyimdir ama bu kıza duyduğum sanki sadece delicesine bir şehvetti. Onu delicesine arzuluyordum Gözüm kaçamak bir şekilde vücut hatlarına kayıyordu. Göğüsleri , omuzları, beli kalçaları , heryeri lokum gibiydi. Korkarım bu birliktelik sadece böyle bir iki kafe görüşmesiyle bitecekti. Olanlara inanamıyordum. Ama onu etkilemiştim. Boğaziçi İşletme mezunu olmam, genç yaşta yönetici olduğumu söylemem onu etkilemiş olabilirdi. Beni değerli bulduğunu hissetmiştim. Kuşkusuz ben de onu değerli buluyordum ama açıkçası hayallerimi bilse benden korkardı. Delicesiye onu arzuluyor, öpmek koklamak , okşamak istiyordum. Vücüdunu çıplak olarak görmek için neler vermezdim. Göğüslerini öpmek , yuvarlak kalçalarını okşamak için deliriyordum.

Sık sık buluşmaya başladık. Serbest bir kızdı. Akşamları geç saatlere kadar dışarda kalabiliyordu. Sinemalara, kafelere, bara falan gidiyorduk. Tahminimden daha açık bir kızdı. Sinemada , arabada falan öpüşmeye, oynaşmaya başladık. Bunlara hiç ses çıkarmıyordu. Tatlı bir rüyada gibiydim. Zamanla ona aşık olmadığımı anlamaya başladım. Ona sadece cinsel yönden ilgi duyuyordum. Bunda onun da suçu vardı bence. Çok şımarık ve hoppa davranıyordu. Bu davranışları beni ona karşı daha da azdırıyordu. Ama sık sık bekaretini evleneceği kişiye saklamak istediğinden söz ediyordu. Ben ise henüz gençtim. Ona aşık olsam bile henüz evlenmeyi düşünmüyordum. Hayatımı yaşamak, gezip dolaşmak istiyordum. Ama Arzuya da bayılıyordum. Sırf onunla sevişebilmek, göğüslerinin, kalçalarının tadına bakmak için evlenmeyi bekliyemezdim. Pembe beyaz teni, göğüsleri, kalçaları, bacakları hiç aklımdan çıkmıyordu. Ama bu durumda ona niyetimi peşin peşin bu kadar belli etsem beni bırakabilirdi. Evlenmeden önce sevişmemek konusunda çok ciddi görünüyordu. Onu biraz öpüp okşıyabiliyordum ama bana henüz hiçbir yerini göstermemişti. Sanırım bu konularda biraz tutucuydu. Ama aslında onun da evlenmeye çok hazır olmadığını ama sevişmenin tadına varmak istediğini hissediyordum. O da genç bir kızdı.Adı gibi arzu doluydu.

Çıkmaya başlıyalı bir ayı biraz geçmişti. Çok yakışıklı olmayan, biraz utangaç olan ben, dünya tatlısı, dünya güzeli bir kızla çıkıyor, oynaşıyordum. Ama bu bana yetmiyordu. Benim bir kaç yıl önce, bir iki cinsel deneyimim olmuştu aslında. Ancak açıkçası, acemilikten, ve birlikte olduğum kızları çok fazla arzulamadan bu işi yapmış olmaktan dolayı pek bir şey anlamamıştım. Ama Arzu başkaydı. Onun için yanıyordum. Ona cinsel olarak sahip olabilmeyi çok istiyordum. Bu neredeyse hayatımın yegane uğraşısı haline gelmişti. Henüz görmeyi bile başaramadığım göğüslerini elime alıp okşamak, öpmek, onları emmek tek hayalim olmuştu. Kalçalarını okşamak, kukusunu okşamak, klitorisini yalayıp emmek, içine penisimi sokmak gibi şeyleri düşünmeye başlayınca, penisim taş gibi oluyor, boşalacak gibi oluyordum. Ama bu hayallerle mastürbasyon yapmıyor, kendimi ona saklıyordum. Bazen bu hayellerle patlıycak gibi oluyor, hemen gidip biraz temiz hava alıp, yüzümü yıkıyordum.

Onun çalışmadığı bir çarşamba günü ben de izin almaya karar verdim. Ona pikniğe gitmeyi önerdim. Tamam dedi. Aylardan henüz mayıstı ama havalar çok sıcak gidiyordu. Denize bile girilebilirdi. Aslında henüz yaz sezonunun açılmadığı bu zamanlarda deniz kenarları tenha olacağından, deniz kenarında piknik fikrini pek beğenmiyeceğini, açıkçası , böyle tenha yerlerde benimle yanlız başına kalmasından çekineceğini tahmin ediyordum. Fakat kabul etti. Sanırım o da biraz ileri gitmek istiyordu. Ya da ben öyle düşünüyordum.

Sabahtan arkadaşımdan 4 çekerli jipini ödünç aldım. Şileye gidecektik. Yanımıza deniz ve piknik malzemelerini de alarak yola çıktık. Çok güzel bir gündü. Havada hiç bulut yoktu. Mükemmel bir kıyafet giymişti. Üzerinde bir body , altında ise tayt vardı. Bütün hatları ortalığa saçılmıştı adeta. Yol boyunca onu okşamaya çalışarak araba sürmeye çalışıyor, o da her seferinde elimi biraz akşamama izin verdikten sonra itiyor, gülüşüyordu. Bugün acaba denizde onun göğüslerini biraz görebilecek, öpebilecekmiydim.

Şileden biraz uzakta bir plaja geldik. Hafta içi, aylardan henüz mayıs olduğundan ortalıkta kimsecikler yoktu. Ama deniz dalgalıydı. Ben mayolarımızı nasıl giyeceğimizi sordum. O da sırayla arabanın içinde kalıp değiştirmeyi teklif etti. Bana da bakmamamı tembihledi. Peki diyerek aşağıya indim. Arabada, yanıp tutuştuğum kız tek tek üzerindekileri çıkarıyordu. Ama ben onu göremiyecektim. Bu beni çılgına çeviriyordu. Bir ara arkamı dönüp arabaya baktım. Bikinisinin üstünü giymeye çalıyırdu. Göğüsleri bütün ihtişamıyla bir an ortalıkta gözüktü. Oldukça büyük, fakat bundan daha güzeli çok yuvarlak ve diktiler. Sonra hızla bikinisini giydi. Kalçaları acık toplu ve çıkık olduğundan bikinisinin altını kalçalarına geçirirken biraz zorlanmıştı. Sonra aşağıya indi. Ben herşeyi ututmuş onu seyrediyordum. Dünyanın en güzel vücutlu kızlarından biri bikinisiyle tam karşımdaydı. Ben de arabada mayomu giydim. Sonra kumsalda onun beline dolanarak dolaşmaya başladık. Ben bir taraftan elimi biraz aşağı kaydırıp kalçalarını okşuyarak espriler yapıyor, o da bana gülümsiyerek ellerimi tutup, ittiriyordu. Bu hareketi beni daha da iştahlandırıyordu. Biraz kumların üzerine uzandık. Havadan sudan söz edip ben hep konuyu cinsellikle ilgili konulara getiriyordum. Bir ara dayanamayım, göğüslerini görmek istediğimi , onları bir kerecik öpmek isdediğimi söyledim. Sağa sola baktı. Upuzun plajda kimsecikler yoktu. Peki diyerek memesini biraz açtı. Aman allahım, ne kadar güzel göğüslerdi. Ucu beyaz ve küçücüktü. Bu kadar dolgun ve yuvarlak, güzel göğüsleri ne dergilerde ne de erotik filmlerde görmemiştim. Elim titreyerek onu avucuma aldım. Ucunu dilimle yaladım. Bir kez daha yaladım. Sonra hepsini ağzıma almak istermiş gibi emmeye başladım. Birden ağğ diye inlediğini duydum. Sonra hemen toparlandı. Daha fazla ileri gitmek istemediğini söyliyerek bikinisini düzeltti. Gülerek sahile doğru koşmaya başladı. Hadi “gelsene gelsene” diyerek parmağıyla beni çağırıyor, yanına gidince yine kaçmaya başlıyordu. Benden biraz uzaklaşınca bikinisini hızla açıp kapatıyor, “beni yakalıyamazsın” diye sesleniyordu.

Peki madem ileri gitmek istemiyordu, bunları neden yapıyordu. Benimle böyle ıssız sahillere pikniğe gelmeye razı olması, göğüslerini öptürmesi, okşatmasının anlamı neydi. Bu “ben de istiyorum ama yapamam” tarzındaki davranışları beni iyice heyaclandırıyor, değişik fantazilerin aklımın kıyısından geçmesine neden oluyordu. Benimle oyun mu oynuyordu. Ateşle barutun yanyana duramıyacağını bilmiyormuydu. Bu kadar tahrikkar davranıp günahın benden gitmesi an meselesiydi. Aynı oyunlarla denize girip çıktık. Deniz henüz çok soğuktu ama biz hiç üşümedik. Ama soğuk suyun etkisiyle olucak göğüsleri daha dikleşmiş, uçları daha da görünür olmuştu. Ben artık dayanamıyordum. Denizin dalgalı olduğunu, isterse artık çıkıp , kendimize başka bir yer bulmayı, orada pikniğe devam etmeyi önerdim. Üstümüze bir şeyler giyip yola çıktık. İçerlerde , ormanın derinliklerinde piknik yapma fikrine hiç itiraz etmemişti. Daha da gözlerden uzak olmaktan çekinmeyişini anlamak mümkün değildi. Tanışalı henüz iki ay olmamıştı. Ben de sürekli onunla oynaşarak ondan ne istediğimi açıkça belli ediyordum. Kimbilir belki tamamıyla kendini bana vermeyi düşünüyordu.

Aslında onun kızlığını evleneceği erkeğe saklama fikrine biraz saygı duyuyor, onunla birlikte olup, kızlığını alarak bu sorumluluğu üzerimde hissetmek istemiyordum. Ama bir taraftan da delicesine onunla sevişmek, tadına bakmak istiyordum. Yol boyunca beni kışkırtmaya devam ediyordu. Göğüslerini kendi kendine okşuyor bana bakarak parmağını emiyordu. Bir ara bir dükkandan çikolata, sakız falan aldık. Arabada viski, bira falan gibi biraz içecek ile İstanbulda bir yerden aldığımız sağuk yiyecekler vardı. Ağva yoluna döndük. Amacım sessiz, sakin gözlerden uzak bir yer bulmaktı. Tam istediği gibi bir yer bulamadığım için yolumuza devam ediyorduk. Yol boyunca tahrikkar davranışlar devam ediyor, beni iyice deliye çeviriyordu. Daha tenhalara doğru sürmeme ise hiç ses çıkarmıyordu. Ana yoldan sapıp ara yollara girip, tepelere doğru tırmandık. Aracım jeep olduğu için normal arabaların asla geçemiyeceği kadar kötü yolardan, patikalardan yukarılara doru çıktık. Öyle bir tepenin üzerine geldik ki, bulunduğumuz yer bütün bölgeyi kuşbakışı görüyordu. Yani biri bize doğru yaklaşsa hemen görürdük. Ama bizi hiçkimse göremezdi. Zaten birinin jeep haricinde arabayla yaklaşması imkansızdı. Yürüyerek yaklaşması ise saatler alırdı. Burda bizi kimse rahatsız edemezdi. Okyanustaki bir adada mahsur kalmış kadar başbaşaydık.Bu duruma Arzunun nasıl itiraz etmediğini ,rahatsız olmadığını , nasıl bana bu kadar güvendiğini anlıyamıyordum. Benim tahminim artık o da gerçek anlamda sevişmeyi istiyordu. Önce yiyeceklerimizi yedik. Yanında da bira içiyorduk. Ben biradan sonra biraz viski içtim. Arzuda viski içmeye başladı. İkimizde hafif leyla olmaya başlamıştık. Bir tane sigara yaktı. Arzunun sigara içmesi bile beni heyecanlandırıyordu. O sigara içerken ben onun göğüslerini , kalçalarını sıkıyordum. Acıyor yapma dedikçe daha çok sıkıyordum bu yuvarlak şeyleri. Piknik sepetimden bir tane kilim çıkardık. Yere serdik. Hava çok sıcaktı. Ilık bir meltem esintisi vardı. Örtünün üzerine uzandık. Artık o da delicesine benimle öpüşüyor , okşamalarıma itiraz etmiyor, hatta ellerimi, okşanmak istediği yerlere kendisi götürüyordu.

Ben hayatımın bu döneminde biraz sorumluluktan, duygusallıktan uzak yaşamak istiyordum. Daha önceki bir iki aşk ilişkisi beni biraz üzmüştü. Bu aralar biraz işime, gücüme bakmak istiyor, kariyerimi yükseltmek istiyordum. Sorumluluk isteyen, duygusal bir ilişki istemiyor, özgür olmak istiyordum. Ama bir taraftan da en doğal ihtiyaçlarımdan biri olan cinsel açlığımı da doyurmalıydım. Arzu tam da bu zamanda karşıma çıkmıştı. Beni sıkmıyor, sorumluluk yüklemiyordu. Sanki o da biraz özgür takılmak istiyordu. Ama bu kızlık meselesini ne yapacaktık. Kızlığını korumak konusunda kesin kararlı gibi konuşuyordu. Belki haklıydı. Sonuçta evlenmek istediğinde bütün erkekler buna takardı. Ama bedenlerimizi nasıl doyuracaktık. Bu düşüncelerle onu öpmeye, memelerini okşayıp, emmeye, kalçalarını sıvazlamaya devam ediyordum. Çikolatadan bir parça koparıp viski dolu bardağa sokup çıkardım. Biraz yumuşamış olan çikolatayı Arzunun memelerinin uçlarına sürüyor, sonra onları yalıyordum. Sonra aynı şeyi tekrarlıyor, çikolatayı, Arzunun vücüdunun üzerinde gezdirip, sürdüğüm yerleri arkasından yalıyordum. Eminim Arzu da benim gibi şevhetin doruklarına doğru yükseliyordu. Dizlerimizin üzerinde ayağa kalktık. Birbirimize dolanmış öpüşüyorduk. Ben Arzunun iki kolunu arkasına kıvırıp iki elini sırtının arkasında birleştirdim ve ikisini birden sol elimle sıkıca yakalamıştım. Serçte sağ elimle de saçlarını arkadan çekip kafasını geriye doğru eğdim. Böylece yuvarlak göğüsleri daha da ileriye doğru fırladılar. Sırayla bir sağdakini bir soldakini emiyordum. Hatta yavaşça uçlarını ısırmaya başlamıştım. Arzu zevkten çıldırıyor gibi sesler çıkarıyordu. Saçlarını bırakarak omuzlarını öpmeye başladığım sırada yavaşça elimle kalçalarını okşamaya ve elimle yavaşça bikinisinin neredeyse tanga şeklinde olan altını çıkarmaya başladım. Ama bu sırada Arzu beni eliyle hızla iterek yapmamamı söyledi. Bu naz artık beni çok tahrik etmeye başlamıştı. Giderek neşeli halim azgın bir kurda benzemeye başlamıştı. Şimdi ayağa kalkmıştık. Aynı teminki gibi kollarını arkadan sıkıca yakaladım. Tekrar saçlarını arkaya doğru sertçe çekip, delice öpmeye, memelerini emmeye başladım. Şimdi teminki gibi buna izin vermemeye, elimden kurtulmaya çalışıyordu. Bir taraftan da yapma, yapma diye inliyordu. Ellerini sıkıca tutuyordum. Ama sanki bütün gücüyle elimden kurtulmak istese, bunu başarabilecekmiş te bunu yapmak istemiyormuş gibi bir tavırla elimden kaçmaya çalışıyordu. Sanki, sevişmeye karşı çok istekli değilmişte , zor karşısında bunu yapmaya boyun eğecekmiş gibi bir oyun içindeydi. Sesinden ne istediği belli olmuyordu.Giderek ben daha çok sertleşiyor, o da daha çok kurtulmaya çalışıyordu. Derken serçse bikinisinin altını çıkarıp bir kenara fırlattım. Şimdi kalçaları tamamen çıplak olarak avuçlarımın içindeydi. Yusyuvarlak ve taş gibiydiler. Teni tamamen pürüssüzdü. Henüz kukusunu tam olarak görememiştim ama elimle hafifçe okşuyordum. Hiç kıl yoktu. Belli ki yeni traş etmişti. Bir ara elimden kurtulmayı başardı. Hızla üzerine atlayıp onu yere yıkıp üzerine çıktım. O yapmamamı söylerken ben onun memelerini, göbeğini öpüyor, ellerimle de ellerini sıkıca tutup yere bastırıyordum. Sonra yavaşça aşağılara doğru kayarak amının üzerini öpmeye başladım. O yapma dedikçe ben sesimi daha da sertleştirerek susmasını, bacaklarını aralamasını emrediyordum. O da sanki buna mecburmuş gibi beni dinliyor, dediğimi yapıyordu. Yavaşça bacaklarını biraz araladı. Amcığı daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştı. Amcığının dudakları çok dolgun görünüyordu. Yavaşça ellerini serbest bırakıp aşağıya doğru kaydım. O da saçlarımı okşamaya başlamıştı. Ben de yavaşça amının dudaklarını yavaşça yalamaya başladım. Önce biraz kenarlarını yalıyor, sonra biraz ortasını yalıyordum. Kadınların cinsel organlarının anatomilerini tam olarak bildiğimi, öğrendiğimi söyleyemem. Ama amcığın dudaklarından çok, zevk aldıkları ve klitoris denen bir noktalarının olduğunu biliyordum. Hiç gündüz sevişmemiştim. Hiç gün ışığında, açık havada da sevişmemiştim. Şimdi ise ılık ilkbağar güneşi tam tepemizdeydi. Şimdiyse Arzunun tüm bedeni bütün ayrıntılarıyla çırılçıplak karşımdaydı. Çok az erkeğin bu kadar müthiş bir güzelliğe bu kadar bol ışık altında bu kadar yakından bakabildiğini düşünüyorum. Amının dudaklarının ortasında, arada, biraz üstte pembemsi ve parlak bir çıkıntı fark ettim. Dilimle burayı biraz yalayınca Arzu ığğğ şeklinde çok seksi bir inleme sesi çıkardı. Galiba kadınların zevk noktasını bulmuştum. Yavaşça burayı yalamaya devam ettim. O da bu sırada ara sıra inleme sesleri çıkarıyor ve sertçe saçlarımı okşuyordu. Amı mis gibi kokuyordu. Ben delicesine Arzunun amını yalamaya devam ediyordum. Sonra amını dudaklarımın arasına doldurum, yalamayı bırakıp yavaşça emmeye başladım. Arzunun inlemeleri giderek hızlanıyordu. Bundan çok keyif almaya başlamıştım. Acaba Arzu bakire değil de beni mi kandırıyor diye düşündüm. Sonra Arzu orgazm olur da ateşi biter diye korkup onu emmeyi bıraktım. Benim üzerimde bir şey yoktu. Sertçe arzuya beni soymasını emrettim. O da korkmuş gibi bakan gözlerle şortumu yavaşça çıkarmaya çalıştı. Penisim o kadar sertleşmiş ve büyümüştü ki şortum penisimin kafasına takılarak çıktı. Şimdi penisim dimdik Arzunun karşısında, vücutlarımız çırılçıplaktı. Ona penisimi ağzına almasını emrettim. Yavaşça emekliyerek yaklaşıp, testislerimi alttan kavradı, penisimin kafasını ağzına altı. Sıcacık bir ıslaklık hissettim penisimin kafasında. Daha önce hiç böyle şeyler yaşamamıştım. Böyle şeyleri porno filmlerde bir kaç kez seyretmiş, seyrederken bile deliye dönmüştüm. İşte şimdi ben aynı şeyi yaşıyordum. Hem de bana sex kölemmiş gibi davranan dünyanın en güzel kızıyla. Şimdi ben onun saçlarını serçe okşuyor, o ise penisimi ağzının içine sokup çıkarıyordu. Bir eliyle testislerimi okşarken diğer eliyle belimin arkasından sarılıp kalçalarımın üzerinde elini gezdiriyordu. Ben de boşalmaktan ve içimdeki yangının hemen sönmesinden korkuyordum. Bu yangının beni yakıncaya kadar şiddetlenmesine izin vermeye çalışıyordum. Oysa aylardır hiç boşalmamıştım. Kasıklarım artık ağrıdan yanıyorlardı. Ona “hadi 69 yapalım” dedim. O ne demek diye sordu. Ben de “ikimizin aynı anda birbirimize oral sex yapabileceğimiz bir pozisyon” dedim. Şaşkın şaşkın yüzüme bakmaya başladı. Ben de serçe ve birden onu tutarak ters çevirdim. Bir hamlede altına yatıp, onu üzerime ters bir şekilde çıkardım. Şimdi ben sırt üstü yatarken o üzerimde bank poziyonu şeklinde ama ters olarak duruyordu. Onun amı benim ağzıma, benim penisim onun ağzına yakın bir pozisyona gelivermiştik.Bu açıdan amı ve götü mükemmel görünüyordu. Bol ışığın altında, alev alev yanan amı şimdi dudaklarımın arasındaydı. Ben bu şekilde Arzunun amını emerken o da penisimi yalamaya, emmeye başladı. Bir eliyle penisimi sıvazlarken diğer eliyle de göbeğimin altını okşuyordu. Bu şekilde, böyle müthiş bir manzara altında dakikalarca birbirimizi emmeye devam ettik. Artık benim penisim taş gibi olmuştu. Arzunun amı da şeftali gibi sulanmaya başlamıştı. Demekki o da bu işten büyük keyif olıyordu. Sert olmamı, ona emir vermemi bir oyun gibi görüyordu.

Artık dayanamayacak noktaya geldim. Altından bir hamlede çıkıp arkasından ona dolandım. O yine bank pozisyonunda olacak şekilde öne doğru eğildi. Penisim amının dudaklarına sürtünüyordu. Amı sırılsıklam ıslanmıtı. Bu şekilde penisim iyice kaykanlaşıyordu. Penisim vajinasına girmek için sabırsızlanıyordu. Arzu kafasını çevirip sırtının üzerinden bana baktı. Şimdi bakışları değişmişti. “Hayır, yapamayız” diyordu. Ben yine benimle oynadığı sertik oyununa devam ediyor diye düşünüyordum ama o şimdi sanki ciddiydi. Ben artık sertliği bırakmış , noolur yapalım demeye başlamıştım. Gözlerimin içine bakarak “sana bugün çok farklı bir zevk yaşatmamı ister misin” dedi. Ben şaşkınca bakarken “beni arkadan yapmanı istiyorum” dedi. Birden çok şaşırdım. Porno filmlerden gördüğüm kadarıyla insanlar çok zevk alıyor görünüyorlardı. Ama duyduğum kadarıyla da her kadının buna izin vermediğini, ancak çok ender çiftin bu zevki yaşayabildiğini biliyordum. Birden müthiş heyecanlandım. İçimdeki yangın dalga dalga arttı. “Ciddi misin” dedim. Bu kez Arzu emir veren bir ses tonuyla “Evet. Hadi. Becer beni” diye inlemeye başladı. “Bazı arkadaşlarım yapmışlar, bir sorun olmamış” diyordu. Birden bank pozisyonunda bekleyen Arzunun yusyuvarlak haliyle yıkarı doğru kalkmış götünün ortasında, istekle küçük kıpırtılar gösteren, pembemsi deliğine baktım. Çok tatlı görünüyordu. Yuvarlak kalçalarını avuçlayıp eğilerek küçücük bu deliği dilimle yalamaya başladım. Sikim artık demir gibi olmuştu. Ucundan çok az miktarda, çok saydam ve kaygan bir sıvı gelmişti. Bir elimle sikimi sıvazlarken Arzunun göt deliğini yavaşça okşamaya başladım. Sonra eğilip tekrar yaladım. Sonra tekrar okşadım. Oldukça sıkı görünüyordu. Acaba içeriye kolayca girebilecek miyim diye düşündüm. Benim penisim normalden biraz uzun ama biraz inceydi. Birazdan yapacaklarımı düşündükçe deliye dönüyordum. Penisimin ucundan sızan kaygan sıvıyı kafasına doğru yayıp heryerine yaydım. Sonra yavaşça sikimin kafasını bu tatlı götün deliğine değdirdim. Arzu girişi kolaylaştırmak için iyice götünü havaya doğru kaldırdı. Bütün güzelliğiyle amı ve götü kabak gibi meydandaydı ve ben birazdan bu götü doyasıya sikecektim. Deliğe değdirdiğim sikimin kafasını yavaşça içeriye bastırdım. Çok daracık olduğu için kafası bile içeriye giremedi. Arzu da ahh diye bir ses çıkardı. Arzu:”en iyisi biraz yağ sürelim” dedi. Ben nereden şimdi yağ bulacağız diye düşünürken, o eğilip çantasından güneş yağını çıkarıp bana uzattı. “Güneşleniriz belki diyerek yanımda getirmiştim. Bak şimdi başka işe yarayacak” diyerek şehvetle gülümsedi. Sanki bunu daha önceden planlamış gibime geldi.

Yine aynı pozisyonunu aldı.. Ben de yine o muhteşem manzaranın karşısında dizlerimin üzerinde duruyordum. “Bolca sür” diye yalvarıyordu. Kapağını açarak avucuma biraz yağ döktüm. Yavaşca elimdeki yağı göt deliğine ve etrafına sürmeye başladım. Bu işin ne kadar zevkli bir iş olduğunu anlatamam. Sonra biraz daha yağı elime döküp sürmeye devam ettim. Parmağımı yavaşça göt deliğinin içine sokarak deliğin içlerini de yağlamak istiyordum. Yavaşça yağlı işaret parmağımı içeriye ittirdim. Parmağım birinci boğumuna kadar rahatça girdi. Ama sonra halka şeklinde hafif bir sıkılıkla karşılaştı. İçerisi sıcacıktı. Yavaşça ittirmeye deva ederek bu tatlı engeli aştım. Parmağımın yarısı içeriye girince yine bir sıkı bölgeyle karşılaştım. İçerisi tatlı bir sıkılıktaydı. Kimbilir sikerken ne kadar zevk alacağım diye düşünerek içerisini yağlamaya ve alıştırmaya devam ettim. Parmağı bir kaç kez tamamen çıkarıp tekrar dibine kadar sokmuştum. Son kez sol elime çok daha fazla yağ döküp hepsini Arzunun yuvarlak kalçalarının heryerine sıvazlayarak yaymaya başladım. Bu işlemi tek elimle sürdürmeye devam ederken diğer elimle de sikimi yağlamaya başladım. Sonra şişeyi doğruca sikime yönlendirip bolca üzerine döktüm. Damlayanları güzelce sikime yaydım. Şimdi Arzunun göt deliği ve benim sikim şakır şakır yağlanmıştı. Şişeyi yere bırakıp sikimin kafasını göt deliğine dayadım. Yavaşça içeriye doğru eğildim. Yavaşça sikimin kafası delikten içeriye doğru süzüldü. Şimdilik sadece kafası girmişti. Burada biraz bekledim. Sonra yine yavaşça delikten içeri girmeye devam ettim. Bu sırada eğilip Arzunun sırtını öpüyor, memelerini avuçlayıp, uçlarını okşuyordum. Deliğin içindeki parmağımın da hissettiği halkasal kasları, penisim de hissediyordu. Sikimin üçte ikisi girmişti. Sonra aynı yavaşlık ve sabırla geriye çıkmaya başladım. İlk giriş-çıkışım neredeyse iki dakika sürmüştü. Ama kafasını tatamen dışarı çıkarmadım. Biraz bekleyip yine aynı sabırla içeriye girmeye başladım. İçeri girerken Arzu tatlı tatlı inliyordu. Göt deliğinin içi adeta yanıyordu. İçerdeki bu halkasal kaslar penisime bayram ettiriyor, her giriş çıkış bir bayrama dönüşüyordu. Böyle 8,9 kere girip çıktıktan sonra yavaşça sikimi tamamen dışarı çıkarıp tekrar sokmaya karar verdim. Sikimi yavaşça geri çıkarmaya başladım. Sadece kafası içerde kalmıştı. Yavaşça tamanını dışarı çektim. Sikim delikten tam çıkarken, hani bir yağ dolu şişenin ucunda sıkıca takılı olan mantarı çekip çıkarırken “lüp” diye bir ses çıkar ya, aynen öyle bir ses geldi. Bu ses çok hoşuma gitmişti. Sikimin üzerine biraz daha yağ döküp tekrar götten içeri sokmaya başladım. Bu muhteşem bir sikiş oluyordu. Arzu zevkten inliyor, ben çıldırıyordum. Şimdi bu lüp sesini tekrar duymak için sikimi içeri sokuyor, sonra tekrar yavaşça tamamen dışarı çıkarıyordum. Her defasında da aynı lüp sesi beni deli ediyodu. Bunun Arzunun canını yakıyor olabileceğini düşenerek Arzuya “canım yanıyor mu?” diye sordum. İnliyerek hayır anlamında kafasını iki yana salladı. Hoşuna mı gidiyor dediğimde yine inliyerek evet , evet dedi. Ben şimdi çok güzel bir oyuncak bulmuş bir çocuğun merakla ve sevinçle bu oyuncakla oynaması gibi Arzuyla oynuyordum. Artık sikimin tamamını dibine kadar sokuyor, sikimin kafasından köküne kadar her milimetrekaresine büyük zevkler yaşatıyordum. Bir zamanlar yüzüne bile bakamadığım kızı şimdi götten beceriyordum. Arzuya şimdi benim duracağımı, kendisinin gidip gelmesini istedim. Şimdi ben sabit duruyor, Arzu ileri geri gidiyordu. Yani sanki ben hiç bir şey yapmıyor, ne istiyorsa o kendisi bunu yapıyordu. Bir ileri doğru eğiliyor, bir geri yaslanıyordu. Bu sırada göt deliği bir sikimi içine alıyor. Bir dışarı çıkarıyordu. Sanki ben Arzuyu sikmiyor, o kendisini bana siktiriyordu. Bir ara Arzu önünde içi havlu dolu olan çantayı alıp başının altına getirdi ve başıyla sağ omzunu bu çantaya yaslıyarak götünü daha da havaya kaldırdı. Sağ elini amcığına götürdü. Sanırım kendini okşuyordu. Masturbasyon yapan bir kıza, daha büyük zevk alabilmesi için yardım eden bir erkeğim aslında diye düşündüm. Bu düşünce beni daha da arzulandırmıştı. Sikimi göt deliğinden içeri sokup çıkarmaya devam ederken Arzu da amını okşuyordu. Bir taraftan da zevk çığlıkları atıyordu. Sevişmeye başlayalı 2, götten sikmeye başlayalı yarım saat olmuştu. Birden bire Arzu müthiş bir şekilde titremeye ve kasları kasılmaya başladı. Galiba Arzu orgazm oluyordu. Benim de artık kendimi tutmam imkansızdı. Sikimin içinde olduğu göt, titredikçe ben sikişimi hızlandırdım. Ve bende patlamıştım. Birden gözüm karardı. Sonra adeta bir çağlayan gibi Arzunun tatlı götünün içine akmaya başladım. O titriyor ve zevk çığlıkları atarken ben de bağırmaya başlamıştım. Saniyeler ilerliyor ama sikimin içinden akan meni kesilmiyor, kasılmalarım devam ediyordu. İkimiz de hayvanlar gibi bağırıyorduk. Hayatımda yaşadığım en güzel boşalmadan belki elli kat daha büyük bir orgazmla boşalıyordum. Sanki boşalmam hiç bitmeyecek gibiydi. Aylardır kendimi tutmamın, sevişirken de aceleci olmadan sabırla sikişmenin şimdi mükafatını alıyordum. Belki bir dakika böyle boşalmamız sürdü. Sonra Arzı yavaşça ileri doğru uzanarak yüzü koyun yattı. Ben de üzerine yıkıldım. Onun boynun öpüyordum. Nefes nefeseydik. Bir süre sonra sikim göt deliğinden yavaşça kayarak çıktı. Ben anal sexin bu kadar zevkli olduğunu bilmiyordum. Müthiş doyurucu bir sikiş yaşamıştım. Şimdi ölsem gam yemezdim. Mutluluk dolu gözlerle birbirimize baktık.

Haftaya yine çarşamba günü izin alacağım. Bizimkiler haftaya yazlığın boyası-badanası için Bodruma gidecekler. Kendi yatağımda Arzuyla kimbilir haftaya bizim evde neler neler keşvedecektik.Herkese böyle bir partner bulup bir süre hayatın nimetlerinden yaralanmasını tavsiye ederim. Hep sorumluluk, hep pişmanlık, hep üzüntü. Nereye kadar? Hepimiz bir gün bu dünyadan çekip gideceğiz ve unutulacağız. Herşeyi boşverip hayatın tadını doyasıya çıkarmaya bakın. Dünyaya bir kez geliyoruz ve bir kere genç oluyoruz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Related Posts

Cocuk sahibi olma arzusu

admin

29 Kasım 2024

Genel

No Comment

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin? Telefon Numaram: 00237 8000 92 32 Cocuk sahibi olma arzusu 35 yaşında, sarışın, beyaz tenli dolgun ve diri vücutlu oldukça bakımlı, alımlı bir kadınım. Yuvarlak dolgun kalçalarım, ince narin bir belim ve diri ve dolgun memelerim var. Yolda yürürken her yaştan erkeğin kalçalarıma, memelerime bakarak laf attığı seksi […]

Read More

Hemşirem…..(gerçek)

admin

29 Kasım 2024

Genel

No Comment

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin? Telefon Numaram: 00237 8000 92 32 Hemşirem…..(gerçek) Merhaba adım Okay, Ankara’da yaşıyorum ve evliyim, yaşım 38.. Kendimi övecek yaşta değilim 🙂 Başımdan geçen güzel anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum, tam iki yıl önceydi… Çocukluk arkadaşlarımla hala arada sırada görüşüyoruz, bazen Facebook bazen telefonla işte, ilk okul aşkım Filiz bir […]

Read More

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tuzla escort şişli escort escort antalya rus escort sincan escort dikmen escort keçiören escort etlik escort beylikdüzü escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort mecidiyeköy escort şirinevler escort bakırköy escort escort mecidiyeköy taksim escort çankaya escort Hacklink Hacklink panel Hacklink bursa escort kocaeli escort kocaeli escort kuşadası escort bayan etiler escort escort escort escort travestileri travestileri erzincan escort erzurum escort eskişehir escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort hatay escort ığdır escort ısparta escort istanbul escort görükle escort bayan Escort hurilerim.com Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa otele gelen escort görükle escort bayan türkçe altyazılı porno porno 64 japon porno mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net şişli escort istanbul travestileri istanbul travestileri ankara travestileri ankara travesti linkegit Escort bayan Escort bayan Hacklink ankara escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com vaycasino onwin escortsme.com otele gelen escort keçiören escort etlik escort çankaya escort